ŞEKERİN FOYASI ORTAYA ÇIKTI !!!


şekerin zararları
Şeker Hasta Ediyor !

BİR MARKETE GİRDİĞİNİZDE RASTGELE BİR KAÇ ADET PAKETLENMİŞ GIDA SEÇİP SEPETE ATMADAN ÖNCE TEK TEK ARKALARINI ÇEVİREREK İÇERİK BİLGİLERİNİ KONTROL ETMENİZDE FAYDA VAR.

   Çok yüksek ihtimalle, hepsinde şeker ilavesi olduğunu göreceksiniz. Üstelik öyle böyle değil; bolca şeker ! Tabii siz hemen farkına varamayın diye isimleri'de baş döndürücü bir çeşitlilikle değiştirilmiş olacak. Sakaroz, dekstroz, glikoz, arpa, maltı, agve nektarı, yüksek fruktozlu mısır şurubu, melas, şeker pekmezi ve dahası...

   Gıdalarımız neden bu tatlandırıcılarla dolu? Yoğurdun, mısır gevreğinin, yulaf ezmesinin içerisine girmeyi ne zaman başardılar? Salata sosları, çorbalar, ekmek, makarna sosları ve krakerlere nasıl sızdılar? Ve daha önemlisi bu akımın arkasında hangi güçler var.

   Uce SF (Union County Eğitim Hizmetleri Vakfı) araştırmacıları bu soruların cevaplarını ortaya çıkarmak adına hummalı bir çalışma başlattı. Ulaştıkları sonuç şu; yiyecek ve içecek endüstrisi bu şekerli ürünleri piyasaya sürerken bir yandan'da bunların sağlığa zararlı olduğunu gösteren bilimsel kanıtları örtbas etmeye çalışıyor. S.F.C Üniversitesi araştırmacılarıysa bu süreci dikkatle inceleyip, şekerin hastalıklarla bağlantısını ortaya çıkarabilmek için çalışıyor. Araştırmacılar taraflı araştırmalara savaş açarak, endüstrinin kullandığı hileleri ortaya sermeye başladılar. Sırada insanları bilgilendirme kısmı var.

NE KADAR  TÜKETİRSEK O KADAR HASTALANIYORUZ

   San Francisco Hastanesi'nden doktor Dean Schillinger, 1990'larda, HIV virüsü taşıyanlar ve AIDS hastalarıyla ilgileniyordu. Bugün aynı hastanede genel dahiliye yöneticisi olarak hizmet veriyor. Artık Önünde yeni bir kriz var: Hastalarının neredeyse yarısı tip 2 diyabetle savaşıyor. bu hastalık bazı vakalarda körlüğe, uzuv kaybına, kalp yada böbrek yetmezliğine de sebep olabiliyor. Diyabet oranları 1970'den bu yana üçe katlanmış görünüyor. Tip 2 ise bu hastalığın % 95' ini kapsıyor. Sadece hastanenin bulunduğu eyalete bakıldığında bile, yetişkinlerin %11' inin hasta, % 46 'sınınsa prediyabiyetik olduğu görüldü. Hepsini toplayınca nüfusun yarısına denk geldiği anlaşılıyor.

   Diğer bir sorun; düşük gelirli nüfusun ve siyahi bireylerin tip'2 ye yakalanma riskinin daha fazla oluşu. Üstelik hastalığın başlangıç aşaması git gide gençlere doğru kayıyor. Her dört genç'ten biri, takip eden 10 yıl içerisinde diyabet hastası olma riski taşıyor.

   Son yıllarda yükselişe geçip hayatımıza giren tek hastalık bu değil. Alkol kullanımından bağımsız bir şekilde ortaya çıkan ve siroz'a yol açabilen karaciğer yağlanması' da 30 yıl öncesine dek pek rastlanmayan bir hastalıktı. Şimdiyse neredeyse her 3 Amerikalı'dan birinde görülüyor. Araştırmacılar önümüzdeki 5 yıl içinde karaciğer nakli ihtiyacının bu hastalıkların oluşturacağını düşünmekte. Doktorlar şimdilerde karaciğer yağlanması sorunuyla gelen ilk çocukları tedavi etmeye başladı.

   Bu hastalıkların ani yükselişinin ardında sanılanın aksine genetik değişimler değil, çevresel bir değişim yatıyor. Değişen şey aslında toplumsal bir dönüşüm; hareketsiz bir yaşam ve büyüyen porsiyonlar. Buna artan şeker tüketimini de eklemek zorundayız. Araştırmacılar, 50 yıl öncesiyle kıyaslandığında, hazır gıda tüketiminin olağan üstü seviyeye çıktığını ve şekerli içeceklere yöneldiğimizi gösteriyor. Bunların önemli bir kısmı tatlandırıcılarla üretilenler. Gazlı içecekler, <sporcu içecekleri ve enerji içeceklerindeki şeker, tüketilen tatlandırıcıların %36'sına karşılık geliyor. Sonuçta ortalama bir Amerikalı her gün 17 çay kaşığı şeker ilavesi tüketiyor. Bu oran ise uzmanların belirlediği sağlıklı dozun çok üzerinde.

    Araştırmanın Amerika'da yapılması sizi yanıltmasın. Bu, tüm dünyaya yayılmış bir çılgınlık. Dolayısıyla bizi yakından ilgilendirdiği ortada . Sayıları günden güne artmakta olan bilimsel kanıtlar uzun vadeli aşırı tüketimin diyabet, diş çürükleri, karaciğer ve kalp hastalıklarına yol açtığını doğruladı.

   Bu duruma sebep olan başlıca zanlılardan biriyse işlenmiş gıdalardaki fruktoz, işlenmiş gıdalardaki fruktoz doğal değil mısır, pancar yada şeker kamışından elde edilip, sağlıklı liflerinden ve besleyici öğelerinden arındırılmış oluyor. Neredeyse tüm ilave şekerler sağlıklıymış gibi gösterilenlerde dahil dikkat çekici seviyede fruktoz içermekte. Örneğin sofra şekerinin%50 si fruktoz içermekte. En sık karşılaştığımız örneğiyse fruktoz oranı yüksek olan mısır şurubu (%55 oranında fruktoz içeriyor).

   Fruktozun tamamı vücudumuz tarafından enerjiye çevrilemediği için, karaciğer tarafından trigleserid denilen yağ topaklarına dönüştürülüyor. karaciğer bunun bir kısmını kana salıyor ve buda tehlikeli bir vücut yağı olan ''şeker göbeği'' sorununa yol açıp, kolestrol seviyesini yükseltiyor. Dahada kötüsü karaciğerde kalan trigliseridler yüzünden kan şekerini düzenleyemiyor ve insülin direnci oluşuyor. Bu içinden çıkılamayan bir döngü başlatıp früktozun yağa dönüşüm oranını artırıyor ve karaciğer tarafından kana salınan yağ miktarını ivmelendiriyor.

BİLİNÇLİ TÜKETİM  
   Şeker tüketimiyle bağlantılı kronik hastalıklar, beslenme şeklinin değiştirilmesi ve  fiziksel aktivitelere yönelimle önlenebilir. '' Artık insanları, hasta oldukları için suçlamaya bir son verip, çığırından çıkmış olan bu sistemi değiştirmemiz gerek'' diyor Schmidt; Bu suçlamalarla insanlara biraz daha yüklenmek aslında seçimlerinin kısıtlanmış olduğunu görmek demek. Lakin gıdalarımızın % 74'ü şeker içeriyor.

CALİFORNİA ÜNİVERSİTESİ ARAŞTIRMACILARI, ŞEKER TÜKETİMİNİN AZALTILMASI ADINA ŞU TAVSİYELERDE BULUNUYOR :

1. Şekerli içecekleri tüketmeyin

2. Market ürünlerinin içeriğini iyice okuyun, anladığınıza emin olun.

3.Çocuklarınızın şeker tüketimini kısıtlayın.

4. Organik yada sağlıklı olduğu söylense bile, paketlenmiş hazır gıdaların büyük kısmı şeker içerir :        Kutu içinde, poşette yada konservede sunuluyor olması sizi aldatmasın.

5. Çevrenizi de bilinçlendirin.


Hiç yorum yok

Yorumlarımızı etik kurallar içerisinde küfür ve hakaret içermeyen anlaşılır, sade bir dille yapmanız önerilir. Uygun bulunmayan yorumlar engellenecektir.

Blogger tarafından desteklenmektedir.