GDO (Genetiği Değiştirilmiş Organizma) Tarihi Geçmişi
Doğal yapıya müdahalenin yani GDO fikrinin tarihini 1886 ya kadar götürmek mümkündür. Bu yılda ABD'de eczanelerde satılmak üzere Coca-Cola adlı bir ilaç geliştirilir. Bu ilaç, 1895'te içeriği değiştirilerek gizemli bir içeceğe dönüştürülür. Kurulduğu 1900'i yıllarda küçücük bir şirket olan Monsanto'nun büyümesinde gazlı içecek devi Cola'nın büyük etkisi vardır. Çünkü Coca-Cola, o dönemde şirketin elindeki tüm mahsulü satın alarak hem Monsanto'ya büyük bir motivasyon verir hem de şirketin geleceğini şekillendirir. "Avusturyalı bilim adamı Hiberland'in 1902 yılında dile getirdiği "kopyalama bir gün gerçekleşecektir" öngörüsü, GDO'da gelinen sürecin nereye kadar uzandığını göstermek bakımından son derece önemlidir. Çok geçmeden eyleme dönüşecek bu fikrin en az yüzyıllık bir mazisi bulunuyor. 1900'lerin başında trilyoner rekorlarını altüst eden Standart Oil'in (1870'de kurulup 1911'de kapatılmıştır) kurucusu John D. Rockefeller, 1940'larda Meksika'da adına yeşil devrim diyecekleri yeni bir proje başlatır. O Yeşil devrim projesi kapsamında elde edilen yeni hibrit buğday tohumları ekim için Pakistan, Hindistan ve Türkiye'ye gönderilir. Rockefeller'ın enstitü ve laboratuvarlarında çalışan bilim adamları, genetik olarak değiştirilmiş organizmalarla gen devriminin gelecekteki gelişimi için gereken temelleri ararlar.
Bu gelişmeler sonrasında ünlü kimya firmalarının iştahı kabarır ve her biri bu alana yönelik büyük ve kapsamlı yatırımlara başlar:. Bu durumda pazarın büyümesi kaçılınmaz olur. Rockefeller ve Ford Vakıflarının destekleri ile yeni araştırma enstitüleri ve şirketler kurulur. Ayrıca başka alanlarda faaliyet gösteren şirketler de bu alana yönelmeye başlar. İkinci Dünya Savaşı, bu süreçte tarım şirketleri için bir açılım meydana getirecektir. Patlayıcı yapımında kullanılan nitrojen, amonyum, amonyum nitrat gibi kimyasal ürünler; birer tarım ürünü olarak önce toprağa, oradan da midelere doğru yolculuğa çıkmaya başlayacaktı. Dünya üzerinde tam egemenliğin enerji ve gıdadan geçtiğini ilk gören ülke ABD olmuştur. Bu nedenle ABD, tüm gelecek stratejilerini gıda üzerine kurgulamıştır. Bu durumu ABD'i ünlü diplomat George E. Kenan'in 1948de söyledikleri çok iyi bir şekilde özetler: "Biz dünya nüfusunun yüzde 6,3'ünü oluşturuyoruz fakat zenginliğin yarısına sahibiz. Gelecek dönemdeki asli görevimiz, ulusal güvenliğimize bir zarar getirmeden bu farklılık durumunu sürdürebileceğimiz bir ilişki kalıbı tasarlamaktır. Bunu yapmak için de tüm duygusallık ve hayallerden uzak durup dünyanın her yerindeki ulusal hedeflerimize odaklanmalıyız. Kendimizi, çıkarlarımızdan fedakarlık ederek dünyanın iyiliği için lüksümüzden vazgeçeceğimiz konusunda kandırmamamız'a hiç gerek yok."
Rockefeller kardeşler, attıkları her adımın kat kat neticesini, aldıkları için, kurdukları sözde Dünya Nüfusu Konseyi'nin ardından 1953' te Tarım Geliştirme Konseyini de kurarlar, Rockefeller, daha yolun başında gıdayı bir silah olarak kullanmayı kafasına koymuş ve attığı her adımı bu strateji üzerine bina etmiştir.
Kaynak :Dr. İsmail Köksal, genetik kopyalamanın fıkhi yönü s.33 Ro bert Frank, Zenginistan, S.37
F. William Engdahl, Ölüm Tohumları, S.155
Leave a Comment