Bardak Mısırdaki Tehlike !!!
Son zamanlarda Türkiye'de sanki maksatlı bir şekilde her köşe başında mısır satan seyyar satıcıların belirdiği dikkatinizi çekmiştir. Genetiği bozulmuş mısırları çocukları özendirecek şekilde satıyorlar.
Onu da ne olduğu belli olmayan yağlarla kızartıp çeşitli soslarla servis ediyorlar o mısırların tamamı GDO'lu dur. Çünkü Türkiye'de GDO'suz Mısır maalesef artık yok. Karadeniz ve Anadolu'nun kimi yörelerinde var olanları da insanlar dışarı vermeden kişisel tüketimlerini karşılayacak oranda yetiştire biliyorlar.
Dolayısıyla köşe başlarında satılan o mısırlar çocuklarımızın sağlığında nasıl bir yıkıma sebep olduğunu ancak 5-10 yıl sonra fark edeceğiz ama her zamanki gibi iş işten geçmiş olacak.
Doğru beslenme aile içinde erken yaşlarda kazanılması gereken bir alışkanlıktır. Çocuğa o çağlarda yedirilmeyen zararlı gıdalar (mısırlar, cipsler, kolalar, şekerler, katkı maddeli bilumum yiyecek ve içecekler) yalnızca çocuğun sağlığını korumakla kalmayacak, aynı zamanda ona ömür boyu sürecek sağlıklı bir beslenme kültürü kazandıracaktır.
Akşam yemeğinde çorba yemeye alışmamış bir çocuk gençliğini ve yaşlılığını'da bu şekilde sürdürmeyi bir itiyat haline getirecektir. Çünkü, bu satırları yazarken zihnimin geri planında Hz. Davut Aleyhisselam'ın bir gün gelecek insanların yiyecekleri onların tuzağı olacak sözü flash gibi yanıp yanıp sönüyor zihnimde.
Maalesef mısır gibi buğday üzerinde de ciddi çalışmalar yapılıyor. Zaten tabiatı yeterince bozulmuş buğdayları bir de biz alıp kabuğundan ve faydasından arındırıp salt nişastadan ibaret ekmekler yapınca hayatın en temel ürünü olan ekmeği de kendimize bela yapıyoruz.
Kaynak: Can Boğazdan Çıkar kitabından alıntı.
Leave a Comment